26 Ekim 2018 Cuma


   2.1.4. Örtü Sistemi

           Iustinianus öncesi Ayasofya da II. Constantinus kilisesi bazilikal planlı olup ahşap çatısı
bulunurken iki yanda da birer yan nef olabileceği düşünülmektedir. Iustinianus un ilk kilisesi
kubbeli bir bazilika olarak tanımlanır. Merkezi bir kubbe ve yanlarda iki yarım kubbeyle örtülmüş
dikdörtgen bir yapıdadır. Merkezi kubbenin çapı yarım kubbenin çapına neredeyse eşit olup galeri
katana geçiş bu dönemde merdiven kuleleriyle sağlanıp rampaların ise 5. yüzyılda eklendiği
düşünülür. Atrium doğu kanadı oluşturan dış nartheks kapalı ve tonozlarla örtülüydü. (Şek. 38)
Şekil 38. Ayasofya örtü sisteminden görünüm

             Iustinianus Döneminde Yeniden İnşası
             558 yılının mayıs ayında art arda yaşanan depremlerden dolayı kubbe, yarım kubbe
ve aynı zamanda doğu tarafın büyük kemerin yapımını üstlenen Anthemios ve Isodoros un örtü
sistemi çökmüştür. Bu çöken kubbenin yenisini Miletoslu Isodoros un yeğeni Genç Isodoros
tarafından inşa edilmiştir. (Şek.39)
ays94.JPG
Şekil 39. Galeri katından kubbeye bakış

           558 yılından daha sonraki dönemlerde on üç kaburgalı olan bu kubbe ve batıdaki kemer
989 yılında yeniden çökmüştür. Bu yıllarda ermeni mimar Trdat tarafından yeniden inşa edilmiştir.
Yine bir deprem ile 1343 ve 1344 yıllarında doğu yarım kubbe, büyük kubbenin üç de birlik bölümü
ve büyük kemer tamamen çökmüştür.Yeniden inşası 1354 yılında Paris Hakeolatos döneminde
Astras ve Latin uyruklu John Peralta adlı iki mimar tarafından onarılmıştır. Günümüzde görmüş
olduğumuz kubbe Genç Isadoros’un tasarlamış olduğu kubbedir.

           2.1.5. Malzeme-Teknik
           İlk kilisenin malzemeleri kalıntıları yıkılıp molozları temizlenmesiyle yeni kilise için
alan açılmış oldu. Constantinus döneminde Ayasofya’nın ahşap çatılı olduğu bilinmektedir.
Bizans kaynaklarında 4. yüzyıldaki Ayasofya’da mermer sütunların kullanıldığı bilinir. (Şek. 40)
ays.JPG
Şekil 40. II. Ayasofya kilisesinden kalan sütun kaidelerinden görünüm

            Portiğin doğusunda erken duvar uzantısına rastlanmış büyük olasılıkla atriumun doğu
duvarı olduğu tuğla dizileri harç ile karıştırılmış moloz taşın almaşık sıralar halinde kabaca
şekillendirilmesinden anlaşılmaktadır. Bugün ise atriumun birkaç sıra tuğla dizileri görülmektedir.
            Iustinianus’un ilk kilisesinde ise batı cephesi ve muhtemelen tüm dışı mermer levha
kaplı olduğu düşünülmekteydi. Kubbe tümüyle tuğla ve harçla örülmüş olup zemininde mermer
kaplı olduğu bilinmekteydi. Yapının inşasında batı romanın aksine taş, tuğla ve harç kullanılmıştır.
(Şek. 41)
Yapının içerisindeyse payelerde düzenli sıralar halinde örülmüş tuğla kullanılmış harçlar
ise duvarlarda kullanılmıştır. Yapının içerisinde görülen tuğla duvarlar zamana karşı
direnemeyerek hasar gördüğünden dolayı bu tuğlaların aralarında kaba moloz dolgular
görülmekteydi. Kullanılan taşların tipleriyse kireç taşı ve yeşil taştır. Kubbenin ve tonozların
dış yüzeylerinde değişik ölçülerde kurşun levhalarla kaplanmıştır. Böylelikle her hangi bir
tahribat ve hava koşullarına karşı önlem alınmıştır. (Şek. 42)
Kubbenin taşındığı dört ana payenin içinde de kurşun olduğu düşünülür. Nartheksten naosa
geçişi sağlayan büyük kapı (imparatorluk kapısı) bronzdur. (Şek. 43)
ays17.JPG


Şekil 41. Batı cephesi giriş ve galeri katı penceresinden görünüm
ays5.JPG

Şekil 42. İstanbul Ayasofya Kilisesi, kuzeydoğudan görünüm


ays19.JPG

Şekil 43. Batı kısımda yer alan ana kapıdan görünüm


ays91.JPG


Şekil 44. Galeri katı, tonoz görünümü

Ahşap malzeme ise kirişlerde ve kapılarda az miktarda kullanılmıştır. Tonozlar ise yapının
birçok yerinde değişik tiplerde görülürken malzeme olarak harç içine belli aralıklarla tuğlanın
yerleştirilmesiyle oluşturulmuştur. (Şek. 44)
Strüktürde ise içte yoğun olarak harç kullanılırken dışında ise tuğlalarla yerleştirilmiştir.
Yapıda yoğunlukla gördüğümüz tuğla malzeme yüzey olarak 0,375 mm. iken kalınlık
olarak 40-50 mm.dir. Bunun yanı sıra merkezi kubbenin altındaki ana mermer ise
0,71 m² ye varan yüzey ölçüsündeki bu büyük tuğlar görüldüğünden dolayı o dönemde ithal
edildiği düşünülür. Ana kubbe buna kaburgalarda dâhil olmak üzere, kemerlerin üst
kısmındaki kalınlık 80 cm.den başlayıp aşağı doğru gittikçe incelmektedir, burada ise 65 cm.
olduğu görülür. Doğu ve batı yönünde bulun yarım kubbeler 0,8 m.den küçük olduğu
düşünüldüğünden normal boyutlu iki tuğladan örüldüğü görülür. 532 yılında Nika
ayaklanmasından sonra Iustinianus tarafından yapı tamamen tuğladan tonozlarla örülmüştür.
Bu ayaklanmadan dolayı Iustinianus dönemi yapılarında görülen tuğla malzeme kullanımı
herhangi bir yangın çıkma olasılığına karşın aslında alınan bir önlemdir. Zemin ise
günümüzde mermer kaplıdır. (Şek. 45) Aynı zamanda nefin Güneydoğusunda geometrik
desenli kırmızı yeşil mermerden kere bir alan ayrılmış olup zamanın imparatorlarının
tahtlarının bulunduğu yer dikkat çekmektedir. (Şek. 46)
ays28.JPG
Şekil 45. Zeminden görünüm
ays46.JPG
Şekil 46. Zeminden görünüm
ays115.JPG
Şekil 47. Galeri katı, kemer süslemesinden görünüm
İç nartheksin örtü sisteminde altın yaldızlı tessera tekniğinde süslemeler mevcuttur.
(Şek. 47) Ahşap oyma tekniği ile yapılan kapıların üzerinde metal dökümden bini ve
kollara sahiptir. (Şek. 48) Neflerde, kemer aralıklarında, yan kubbe ve eksedralarda
görülen kalem işi süslemeler galeri katında da aynı şekilde tonoz örtüsünde ve kemer
aralıklarında görülmektedir. (Şek. 49) Kubbeye baktığımızda ise kerubim meleklerinin
ikisi mozaik diğer ikisi ise fresko tekniği ile yapılmıştır. (Şek. 50-51)  Ana mekânda,
galeri katında ve apsis de mihrabın arkasını dolanan bordür sır altı tekniği ile yapılmış
çiniler bulunur. (Şek. 54)
Ana mekândaki mimari unsurlarda; kemer aralıklarında görülen delik işi tekniği ile
yapılmış bitkisel ve geometrik motifler görülmektedir. (Şek. 52) Yine aynı teknik ile
yapılmış ana kubbenin bulunduğu alanı çevreleyen Iustinianus dönemine ait sütunların
başlıklarında da aynı teknik görülmekteyiz. (Şek.53)
ays24.JPG
Şekil 48. Güney nef girişi

ays61.JPG

Şekil 49. Eksedradan genel görünüm
ays41.JPG

Şekil 50. Kuzeydoğu pandantifi ve Kerubim meleğinden görünüm

ays42.JPG

Şekil 51. Güneydoğu pandantifi ve Kerubim meleğinden görünüm
DSC_0790
Şekil 52. Güneybatı nefin kemerinden görünüm
ays43.JPG
Şekil 53. Sütun başlıklarından görünüm
ays68.JPG
Şekil 54. Mihrap da bulunan çini yazı bordüründen görünüm

           2.1.6. Onarımlar

Bizans döneminde; I. Constantinus zamanında döneminde yapımına başlanılan kilise
II. Constantinus döneminde, 361 yılında depremler den dolayı zarar görmüştür. I. Thedosios
dönemi, 381 Arienlerin çıkardığı yangında büyük ölçüde zarar gördü. Ayasofya Arcadius
döneminde, 404 yılında keşişlerce ele geçirilmiş ve harap edilmiştir. II. Thedosios döneminde
ise 415 yılında ikinci yapının inşasına başlanıp tamamıyla yeniden düzenlenen sütunlu atrium
ve doğusunda bulunan skeuphylakion ile birlikte beş nefli bazilika olarak yeniden inşa edilmiştir.
I. Iustinianus döneminde ise yapı 532 yılında Nika ayaklanmasında yıkılmıştır.
532-537 yılında yeniden yapımına başlanan Ayasofya’nın Trallesli mimar Anthemios
ve Miletli Isodoros’un planlarına göre merkezi plan ve bazilika birlikte yeniden inşa edildi.
Aynı zamanda yapının içinde mozaiklerde kullanılan altın yaldızlı tessera tekniğinde meyve,
bitkisel ve geometrik bezemelere yer verilmiştir. Bu dönemde birde vaftizhane eklenmiştir.
557 Aralığında deprem geçiren İstanbul bir sene sonra yaz başlangıcında kubbesinin çökmesine
neden olmuştur. Aynı yıllarda Isodoros’un görevlendirilmesiyle kubbeyi tamiratı yapılmıştır.
24 Aralık 562’de Isodoros’un kubbeyi tamamlamasıyla yapı yeniden ibadete açılmıştır.
İmparator Phokos döneminde, 606-610 yılında patrik kilisenin güney köşesine, çok katlı
geçitlerle kiliseye bağlı kubbeli bir yapı yaptıran Triklinos Thomaites’tir. III. Leon döneminde,
740 yılında büyük bir deprem gören İstanbul da birçok yapı zarar görmesine rağmen Ayasofya
hiçbir şekilde zarar görmemiştir. VI. Constantinus döneminde, 790 yılında Ayasofya’nın hemen
bitişiğine Triklinos Thomaites ve patrik tarafından yapılmış olan kütüphane yanmıştır.  
III. Michael döneminde, 859’da çıkan büyük yangında yapının içindeki onarım çalışmaları
durdurulmuştur. 867 yılında apsiste bulunan Theotokos mozaiği tamamlanmıştır. I. Basileios
döneminde, 860’da büyük depremden dolayı kubbenin batısında oluşan açılmalar onarıldı
ve kubbede oluşacak olan açılmalara karşı dört büyük payanda yapının kuzey ve güney
yönüne eklendi. Kilise mozaiklerinin yapımına devam edildi.
           VI. Leon döneminde, 9. yüzyıl sonunda imparator kapısındaki mozaik yapıldığı tahmin edilir.
Bu mozaikler I. Basileos dönemini de kapsar (886-912) Aleksandros döneminde, mozaikten yapılmış
olduğu kendi portresi galeri katının kuzey yönünde bulunmaktadır. II. Basileos döneminde, yapı
üzerindeki bezemeler ermeni mimar Trdat 5-6 yıl boyunca onarmıştır. Yine bu dönemde 989 yılında
büyük bir depremden dolayı kubbenin bir bölümü ve batıdaki kubbe kemeri yıkılmasıyla hemen
ardından onarımlar başlayıp on beş kubbe kaburgası yenilenmiş batıda ki yarım kubbe ve kemeri
yenilenmiş ve güçlendirilmiştir. Onarımlardan dolayı kapatılan kilise onarımdan sonra yeniden
ibadete açılmıştır.
           III. Romanos döneminde, batı galerinin güney duvarına mozaikler yaptırır,
iç bezemelerini tamamlanmış ve sütun başlıklarında gümüş ve altın kaplama kullanılmış.
V. Konstantinos Duka, IV. Romanos Diogenes ve VII. Mikhail Dukas döneminde, 1064-1075
patriği Ksiphilinos tarafından bemadaki mozaiklerin bazıları yenilenmiştir. II. Ioannes Komnenos
1122 yılında kendisi, esi Eirene ve oğulları Alexios’un mozaiğini batı galerinin güney duvarına
yaptırmıştır. I. Komnenos döneminde, 1166 yılında toplanan konsil tarafından alınan bir kararla
girişe mermer panolar eklenip daha sonra 1567 yılında Sultan Süleyman’ın türbesinin yapımında
kullanmak için sökülmüştür.
          II. Isaakios ve IV. Alexios tarafından 1203 yılında Bizanslılarla Latinler arasında çıkan
tartışmada kentin ateşe verilmesiyle büyük bir yangın geçirmiş Triklinos Thomaites’in harap
olduğu ancak zarar görmediği bilinmektedir. I. Thedoros Lakaris döneminde, 1205 yılında altar
yeniden yapılmıştır. VIII. Mikhael Palaileogos 261 keşiş Rucha altar, ambon ve soleayı yeniden
yaptırmıştır. (Şek. 55)
II. Andronikos 1317 yılında yapının kuzey ve doğu cephelerine payandalar yaptırarak
yapıyı güçlendirmiş. V. Ionnes Palaeoleogos ve Ioannes VI. Konstakuzenos döneminde,
1345-1344 yılında ki şiddetli depremden dolayı büyük çatlaklar oluşmuş 1346 yılında ana
kubbenin yaklaşık 3/1 ‘i, doğu kemeri ve doğuda ki kubbenin bir bölümü yıkılıp hemen
ardından onarım çalışmaları başlamıştır. 1353 yılında ana kubbe yeniden yapılmıştır.
Yeniden yapılan bu kubbenin doğu kemerinde bulunan mozaik ile ana kubbedeki pantakrator
mozaiği ile pandantiflerdeki kerubim mozaiği eklenmiştir. (Şek. 56)
DSC_0249

Şekil 55. Ambondan görünüm



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  1.GİRİŞ Bu çalışmanın amacı Bizans döneminde ünik bir plan şemasına sahip olan Ayasofya Kilisesi’nin kendi dönemi içerisindeki ye...